Son yıllarda uluslararası ticaret giderek gelişti ve artık pek çok işletme yurt dışında da faaliyette bulunup gelir elde ediyor. Ancak bu durum, aynı gelir için iki kez vergilendirilme riskini doğuruyor.
Bu gibi durumlarda Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları (ÇVÖA) büyük önem kazanıyor. Bu anlaşmalar, gelir vergisi beyannamesi düzenlerken çifte vergilendirme yükünden kurtarıyor.
Bu yazımızda; çifte vergilendirme nedir, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının faydaları nelerdir gibi detayları ele aldık. Keyifli okumalar!
Çifte Vergilendirme Nedir?
Çifte vergilendirme, aynı gelirin iki farklı ülkede vergilendirilmesi durumudur. Yani tek bir kazanç için iki farklı ülkede vergi mükellefi olarak değerlendirilirsiniz ve bu, iki kat mali yükümlülük demektir.
Bu durum, özellikle uluslararası faaliyet gösteren yatırımcılar ve şirketler için önemli bir sorun oluşturuyor. Bir örnek ile inceleyelim:
Diyelim Türkiye’de kurulu şirketiniz Almanya’da da faaliyet gösterecek. Bu şekilde elde ettiği kazanç, hem Almanya’da hem de Türkiye’de vergilendirilebilir. Böyle bir durumda;
- işletmenizin kazançları azalır,
- yatırım maliyetleri artar,
- yatırımın herhangi bir cazibesi kalmayacağı için ticari hareketlilik de azalır,
- ekonomik büyüme olumsuz etkilenir.
Uluslararası hukuk, daha adil bir vergilendirme için ülkeler arasında yapılan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları (ÇVÖA) gibi anlaşmaları teşvik eder. Bu, yatırımcılara vergi muafiyeti sağlamanın ötesinde; ülkelerin ekonomilerini de olumlu etkiler.
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları (ÇVÖA) Nedir?
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları, iki ülke arasında yapılan ve aynı gelir üzerinden iki kez vergi alınmasını engelleyen resmi ve uluslararası anlaşmalardır.
Bu anlaşmaların temel amacı;
- çifte vergiden kaçınmak,
- yatırımcılar üzerindeki vergi yükünü azaltarak yatırımı teşvik etmek,
- yatırımcıların güvenini artırmak,
- uluslararası sermaye hareketlerini kolay hale getirmek,
- vergi oranı ve yükümlülük konularında adil bir denge kurmak ve
- uluslararası iş birliğini güçlendirmektir.
Özetle, elde edilen gelirlerin hangi ülke tarafından vergilendirileceğini belirleyerek vergilendirme konusunda belirsizliği ortadan kaldırırlar.
Vergi yükünü azaltma yolları
Bu anlaşmalar genellikle iki temel yöntem içerir:
- İstisna yöntemi: Gelirin bir ülkede vergilendirilmesi; diğerinde ise vergi muafiyeti sağlanması.
- Mahsup yöntemi: Bir ülkede ödenen verginin diğer ülkedeki vergi borcundan düşülmesi.
Bu yöntemler sayesinde şirketlerin toplam vergi oranı azalarak finansal yükleri hafifler ve uluslararası faaliyetler teşvik edilir.
Türkiye’nin Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları
Türkiye ekonomisinde dış ticaret hacmini artırmak ve uluslararası yatırımcı çekmek amacıyla bugüne kadar 60’dan fazla ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması imzalandı.
Türkiye’nin anlaşma yaptığı ülkeler
Türkiye’nin çifte vergilendirmeye yönelik anlaşma imzaladığı ülkelere örnek olarak; Almanya, Fransa, ABD, Hollanda, İngiltere, Japonya ve Çin sıralanabilir.
Anlaşmaların kapsamı ve süresi
Her anlaşma, taraf ülkelerin karşılıklı olarak hangi gelir türlerini (örneğin temettü, faiz, serbest meslek faaliyetleri, telif, gayrimenkul gelirleri, vb.) nasıl vergilendireceğini belirler.
Bu anlaşmalar uzun süreli olur ve karşılıklı mutabakatla güncellenebilir veya yeniden düzenlenebilir.

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının Faydaları
Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları, ülkelerin yatırım ortamını iyileştirmesi ve yabancı sermaye girişini artırması açısından büyük öneme sahiptir.
Bu tür anlaşmalar, yatırımcılara vergi avantajı sunarak uluslararası ticaretin gelişmesini ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi kolaylaştırır.
Yatırım ortamını teşvik etmesi
Anlaşmalar, işletmelerin ödemekle yükümlü oldukları vergi yükünde bir avantaj elde etmesini sağlar. Yatırımcıların mali yükleri azaltırken güven duyguları artar.
Bu da Türkiye’deki yatırım ortamını daha cazip hale getirir.
Uluslararası ticarete katkısı
Yurt dışına yatırım yapacaksınız ama gelirinizin nasıl vergilendirileceğinin belirsiz olduğunu bir düşünün. Bu, yatırım iştahını azaltır.
Oysa ÇVÖA’lar, uluslararası ticaret yapan işletmelerin önünü açar. Vergisel belirsizliklerin ortadan kalkması ile yatırımcılar için süreç daha öngörülebilir hale gelir.
Çifte vergilendirmeden kaçınma yöntemleri
Anlaşmalardan yararlanmak isteyen işletmelerin belirli bir resmi süreci takip etmesi gerekir. Bu süreçte bazı belgelerin iletilmesi ve yetkili makamlara başvuru yapılması gerekir.
Her ülkenin kendi iç hukukunda belirlediği prosedürlere uygun hareket edilmesi önemlidir.
Bu nedenle süreci doğru yürütmek için vergi dairesinden bilgi almak veya süreç boyunca bir mali müşavir desteği almak faydalı olur.
Türkiye’de Çifte Vergilendirmeyi Önleme Süreci
ÇVÖA’lardan yararlanmak isteyen kişi veya kurumların, ilgili anlaşma hükümlerine uygun şekilde başvuru yapması gerekir. Genellikle vergi mükellefiyet belgesi ve mukimlik belgesi gibi evraklar istenir.
Gelin sürecin detaylarına bakalım:
Anlaşmalardan nasıl yararlanılır?
Öncelikle başvuracak mükellefin, ÇVÖA’ya taraf olan devletlerden birinde mukim olması gerekir. Başvurunun mukimi olunan (yani yerleşik ve vergi mükellefi olunan) devlete yapılacağı durumlarda başvuru, o devletin yetkili makamına yapılır.
Örneğin Türkiye’de yetkili makam “Gelir İdaresi Başkanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Müdürlüğü”dür.
Ancak burada unutulmaması gereken bir detay var:
Uyruğu nedeniyle ayrımcı muameleye maruz kalanlar, taleplerini mukim olduğu devlete değil; vatandaşı oldukları devletin yetkili makamlarına iletebilirler.
Gerekli belgeler ve başvuru süreci
Talebe yönelik şekilsel bir koşul olmadığı için ÇVÖA’ya aykırı vergilendirildiğinize ilişkin başvurunuzu bir başvuru dilekçesiyle yetkili makamlara iletmeniz yeterli olur.
Başvuru dilekçesinde ise şu bilgiler bulunmalıdır:
- Başvuru sahibinin adı – soyadı/unvanı, adresi, vergi kimlik numarası, iletişim bilgisi,
- Başvuru sahibinin diğer devlette ilişkili olduğu gerçek ve/veya tüzel kişinin aynı bilgileri,
- Konuyla ilgili diğer devlette ilgili görevde bir yetkili ile görüşülmüşse bu kişinin iletişim bilgileri,
- Konunun veya yapılan işlemin niteliği, konuyla ilgili uygulanan iç mevzuat hükümleri ve ÇVÖA’nın ilgili maddeleri,
- İlgili vergilendirme dönemleri,
- Her ilgili vergilendirme dönemine ilişkin elde edilen gelirin ve düzeltmeye tabi verginin tutarı,
- Vergi beyannamesinde yer alan ve konuyla ilgili bilginin özeti,
- Eğer konu ile ilgiliyse, ekonomik veriler gibi açıklayıcı notlar,
- Türkiye’de ÇVÖA kaynaklı sorun için yargı yoluna gidilip gidilmediğine dair bilgi ve gidildiyse dava bilgileri ve yargı kararı varsa kararın bir örneği,
- Türkiye’de ÇVÖA kaynaklı sorunun çözümü için daha önce başka idari yollara başvuru yapılıp yapılmadığına dair bilgi ve başvuru yapıldıysa bunun bilgileri,
- Diğer devletin yetkili makamına da başvuru yapıldıysa başvuru bilgileri.
Ayrıca başvuru dilekçesinde bilgilerin doğruluğunu onaylayan ve gerektiğinde ek bilgi ve belge temin edileceğini ileten taahhüt metnine de yer verilmesi gerekiyor.
Süreçle ilgili tüm detaylar için: Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında Yer Alan Karşılıklı Anlaşma Usulüne İlişkin Rehber
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının Önemi
Artık uluslararası yatırım için sermaye yeterli olmuyor; güvene de ihtiyaç duyuluyor. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları, bu güveni oluşturuyor. Bu ekonomik iş birlikleri, hem finansal istikrarı hem de sürdürülebilir büyümeyi destekliyor.
Böylece anlaşmalara taraf ülkeler, yatırımcılara vergi güvenliği ve uzun vadeli planlama imkânı sunmuş oluyor.
Üstelik ÇVÖA’lar yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisini artırırken Türk yatırımcıların da yurt dışı faaliyetlerinde rekabet gücünü koruyor.





